Tuesday, June 30, 2009

Boston'da Son Gece..

Gitme zamanı geldi de kapıya çattı. Daha önce de belirttiğim gibi tam olarak 8 aydır burada yani Boston'dayım. Bu gece şu meşhur ve aylardır beklenen 29 Haziran gecesi... Yani buradaki son gecem. Yarın saat 14:30 da shuttle gelip beni evimden alıp buradan götürecek, sonra da uçağa binip 18:30 sularında bu şehirden ayrılacağım. 1 Temmuz, saat 16:30 civarlarında ise Atatürk Havalimanı'na inmiş olacağım. Odamdayım şu an. Dikkatli gözlerle etrafıma bakıyorum, herhangi bir şeyimi yanıma almayı unuttum mu acaba diye her yeri tek tek kontrol ediyorum. Kalbim küt küt atıyor, bunca aydan sonra buradan gerçekten ayrılacağıma bir türlü inanamıyorum. Mutlu muyum? Evet, tam anlamıyla çok heyecanlı ve mutluyum. Bir tarafım burada kalmakta ısrar ediyor, biliyorum. Hiç ama hiç gitmek istemiyor, farkındayım. Fakat diğer bir tarafım ise sabırsızlanıyor. Şu önümde son kalan 24 saatten kısa olan süre bile ona çok uzun geliyor artık. İkiye bölünmüş durumdayım kısacası. Çok seviyorum Boston'ı. İstanbul'u ise daha bir çok seviyorum. Buradaki hayatımdan kopasım gelmiyor, tek başınalığın verdiği müthiş hazzın etkisinde kalmak istiyorum sonsuza dek. Diğer bir yandan, telefonda annemle, internette ise benim için özel olan yakınlarımla konuşurken bir an önce onların yanına varmayı düşleyip gülümsüyorum. Bu gerçekten böyle. İkiyüzlülük yok. Karışık hisler içindeyim. Böyle olmayı hiç ama hiç istemezdim. Şu an bana deselerdi, yarınki uçağın iptal oldu, 1 hafta sonrasına ertelendi, belki de oturup ağlardım. Dönmek için o kadar bekleyemez bir haldeyken, böyle bir haber dünyamı başıma yıkardı muhtemelen. Ama biliyorum ki, bir yandan da içimdeki diğer bir tipleme, kıs kıs gülerdi. "Dönmeyeceksin işte" diye haykırıp dalga geçerdi üzüntümle. "Sevinsene surat asacağına salak." derdi. Böyle de yüzsüzleşebilirdi. Ve işin komik yanı onu kontrol etmekten oldukça aciz kalırdım yine muhtemelen. Sinirleniyorum işte bu halime ben. Saçma salak karışıklıklar içinde olmak insanı çıldırtıyor. Yanlış anlaşılmasın lütfen, gerçekten çok istiyorum artık dönmeyi. Sadece buraya da kesin olarak geri döneceğimi bilme ihtiyacı hissediyorum. Hayatımın bir döneminde tekrar geleceğim buraya yaşamak için. Kendime söz verdim. Ve yapacapım bunu. Master için mi olur, çalışmak için mi olur bilemiyorum şu anda, hiçbir şey belli değil çünkü ama geri geleceğim işte yine başka bir sebeple. Burada yaşadığım hiçbir şeyi unutmaya niyetim yok. Çok güzeldi, çok farklıydı, bazense gerçekten rezaletti, kabus haline gelen günler de oldu benim için; ama tek kelimeyle bambaşka bir seneydi tam anlamıyla burada geçirdiğim sene. Bitsin istedim ama hiç bitmesin istedim. Böyleydi işte.. Şimdi de "bitti artık" diyebiliyorum sadece geriye dönüp bakarak. Sanırım bu yazı da, ona kaynak olan yazasım da bitti bu geceyle beraber. Nokta.

1 comment: