Friday, June 26, 2009

Boston Havası ve Beraberinde Getirdiği Bunalım

İlkbaharın son aylarından itibaren bende genelde hep bir hareketlilik gözlenmeye başlanır. En sevdiğim mevsim hep yaz olmuştur. Sonbaharın ve üzerimde bıraktığı garip ve melankolik etkinin yerinin apayrı olmasına rağmen, yaz benim için mutluluk, enerji, eğlence, keyif, mavi hem de masmavi bir gökyüzü ile yukarıdan bizlere bakıp da gülümseyerek göz kırpan güneş anlamına gelir. Gerçekten içimde hep bir coşku hissederim yaz gelip de kapıyı çalınca. Her sene kıymetini bilip dört gözle beklerdim yaz aylarının gelişini; fakat bu sene Boston'ın buz gibi kış aylarını bizzat donarak yaşadığım için her zamankinden daha da sabırsız bir şekilde beklemeye başlamıştım bahar ve yaz aylarını. Zannediyordum ki, aylardan nisan-mayıs olunca bir anda güneş açıp bu seneki çılgın kışın şehir üzerinde bıraktığı o dondurucu etkiyi ve yağmur-kar fırtınalarını alıp götürecek. Zannettiğimle kaldığımı belirtmek isterim hemen buradan. Evet, sadece zannettim, hayal ettim, istedim, büyük bir umutla ve sabırla bekledim ama olmadı olmadı olmadı işte. Beklenen güzel ve sıcak günler gelmek bilmedi bir türlü. Aylardan nisan oldu, donduk. Derken mayıs geldi diye sevindik, o da beraberinde güneşi ve berrak gökyüzünü getirmek yerine yağmur fırtınaları ile soğuk hava akımını getirdi, yine donduk. Sonra gözler haziranın yolunu gözlemeye başladı ve o beklenen ay geldi. Geldi ama geldi de ne oldu?? İstatistikler gösterdi ki, son zamanların en rezil haziranı yaşandı Boston'da. Sadece toplamda 3 gün güneşli ve açık, diğer günler ise sürekli yağmurlu, hem de ardı arkası kesilmek bilmeyen, sağanak halde yağan yağmurları kastediyorum "yağmurlu" sıfatıyla, kapalı, boğucu ve nemli geçti. Hayatımın en saçma salak haziranıydı kısacası. Buradaki son ayım da elimde patladı böylece. Özellikle geçtiğimiz bu son haftada, yürüyüşlere çıktığımda ağlamak üzereydim elimde şemsiye ve de sırılsıklam kıyafetlerimle. Bu mevsimde benim depresif bir moda girmem tek kelimeyle imkansızken, bu sene başıma gelene inanamıyorum.. Özellikle de böyle ağır bir kışın ardından bu kadar heyecanla yazın gelmesini beklerken.. Hergün dışarı çıktığımda yağmaya doyamayan yağmur ve de şiddetinden asla taviz vermeyen rüzgarla boğuşmaktan zayıf düştü sinirlerim. Artık dayanamıyorum bu rezalet iklime. Hiç bu kadar çok etkileneceğimi düşünmezdim, taa ki başıma gelene kadar. Meğer ne kadar da çok baskı yaratıyormuş bu havalar benim üzerimde. Kendim de farkında değildim bu durumun. Tek bildiğim şey son 1 haftadır artık bitik düştüğüm ve de bir daha yağmur görürsem kusacağım. Önümüzdeki tüm günler gene yağmurlu gösteriyor. Tüm günler derken burada kalan son 6 günümden bahsediyorum. Bugün uzun zamandan sonra geçen yağmursuz tek gündü; ancak o kadar bunaltıcı bir hava vardı ki gökyüzünde, birileri sanki boğazıma yapışmış sıkıyordu. Özetlemem gerekirse mutlu bir hafta geçirmedim ve de Boston'daki son haftama da giriş yapmış oldum dün itibariyle. Dilerim ki en azından son günlerimde bu saçma sapan hava biraz kendine çeki düzen verip beni yeniden mutlu eder.

No comments:

Post a Comment